Dijital Gazetecilik Çağında Hıza Direnmek: Yavaş Gazetecilik

Yeni medya teknolojileriyle birlikte hız, habercilik için başka bir boyut kazanmış durumda. Özellikle gazeteciler hızlı enformasyon akışı içinde zamanla yarışır haldeler. Dijitalin hayatımıza getirdiği bu “ayrıntılar geliyor…” ya da “son dakika” içerikleri okuyucularda sürekli bir yere yetişmek zorundaymış ya da gündemi her an ve ne olursa olsun takip etmeleri gerekiyormuş hissi doğuruyor. 

Dijital haber platformlarındaki bu hız yarışı doğal olarak haber içeriklerinin kalitesini de etkiliyor. İnsanlar az ve nitelikli haberden ziyade çok ve içi boş haberlere maruz kalıyor. Ancak bunu tersine çevirmek mümkün. Gündemi geriden takip ederek az ve nitelikli haberler üretmek, hızla yaşayıp nasıl geçtiğini anlayamadığımız zamanı anlamlandırmaya yardımcı olabilir. 

Yavaş gazetecilik, hızdan yorulup sağlıklı ve nitelikli haber arayanlar için sığınacak bir liman olabilir. Kopala-yapıştır olmayan içerikler, okunma ve tıklanma rakamlarının peşinde koşmayan haberler yaşanılanlara daha sağlıklı bir bakış ile yaklaşmaya ortam hazırlıyor. Daha uzun ve derinlemesine araştırılmış, üzerinde çokça düşünülmüş haberlerin hız kaygısıyla oluşturulan ve yanlış enformasyona boğulmuş olma ihtimali oldukça yüksek olan “son dakika” içeriklerine göre daha nitelikli olmadığını kim iddia edebilir?

“Yavaş gazetecilik” Türkiye’de pek popüler olmasa bile bu kavramın çok yeni olduğu söylenemez. Yavaş gazetecilik kavramı ilk kez 2007 yılında Susan Greenberg tarafından ortaya atılıyor. Herold Gess ise 2012 yılında yavaş gazetecilik kavramını “yavaş yemek” felsefesinin esaslarına göre yeniden düzenlemeye girişiyor. (Yavaş yemek, fast food restoranlarına tepki olarak ortaya çıkan iyi, kaliteli ve sağlıklı beslenmeyi temel alan bir felsefe. Bu görüş şehirleşmeden modaya birbirinden farklı birçok alanda etkisini göstermekte.) Böylelikle, yavaş gazetecilik, hız ile etik değerlerinden uzaklaşmakta olan özellikle dijital gazetecilik pratiklerini geri dönüştürmeyi amaçlayacak içimde kamu yararı gözeten bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Aslında aradaki bağıntı oldukça mantıklı: Vücuda hızla alınan bir şeyin, sindirimi her halükarda zor! Bu yemek için geçerli olduğu gibi enformasyon için de geçerli…

Yavaş gazeteciliğin temel felsefesi haberleri “telaşla değil, keyifle okumak”, “olan bitenden geri kalmamak için değil, keyif için” okumak. Hızlı habercilik pratiklerinin haberin hem üretim hem de tüketim aşamasını problematik bir hale getirmesi yavaş gazeteciliğin tepkisel değil, ilerici misyonunun da ön plana çıkmasına olanak sağlıyor. 

Dünyada yavaş gazeteciliğin en bilinen örneği üç ayda bir olarak yayınlan Delayed Gratification. Türkçe karşılığı “Ertelenmiş Haz” olan bu yayın gerçekten geçmiş üç ayı keyifle veya farkındalıkla gözden geçirmemize olanak sağlarken gerçekten ertelenmiş bir hazla yeni bir haber okuma deneyimi sağlıyor.

Türkiye’de basılı yayın olarak yavaş gazetecilik örneği henüz bulunmasa da dijital olarak birkaç örneği mevcut. Doğruluk Payı ve 140journos gibi girişimler yavaş gazetecilik örnekleri ortaya koyuyorlar. Özellikle 140journos her yıl sonunda yayınladığı “Göz Kırpmadan” başlıklı içerikleriyle o yıla hızlı ve etkili bir bakış atmamızı sağlıyor.

Hızın odaklanmayı zorlaştırması, arka arkaya enformasyona maruz kalmanın bilgi ve haberlerin unutulmasına ve etkisinin geçici olmasına yol açması yavaş gazeteciliği daha da cazip kılan durumlardan. Çünkü yavaş gazetecilikte yavaşlık, araştırma, sadelik, anlatı, adillik, topluluk odaklı olma ve katılımcı olma ön planda. 

Her ne kadar “dünyada gerçekleşen olayların çok hızlı, çok tek taraflı, çok üstü kapalı, detaylandırılmadan, çok az sayıda kaynağa dayandırılarak kamusal alana yayılması hız çağının gereğiymiş gibi sunulsa” bile hızın manipülatif bir etkisinin olduğu, haberlerin hız kaygısıyla şeffaflıktan ve teyitlenebilir olmaktan uzak oluşu yavaş gazetecilik pratiklerini daha cazip hale getiriyor. Çünkü arama motoru optimizasyonuna göre üretilen kopyala-yapıştır içeriklerle haberler haber olmaktan çıkmış durumda. Jenniffer Rauch bu konuyla ilgili olarak; hız odaklı gazeteciliğin, sahte haberlerin gösterdiği gibi ideolojik ve girişimcilik anlamında ekonomi politik olarak harekete geçirilmekte olduğunun altını çiziyor.

Şeffaf, yalın, etkileşime ve katılıma daha açık bir habercilik sunan yavaş gazeteciliğin bir diğer avantajı ise yakın geçmişteki olaylara sakin kafayla bakmamızı sağlaması. Ayrıca yavaş haberlerde olayların yalnızca başının değil sonunun da olması okurun haberin konusu hakkında daha net bir çerçeve çizmesine de olanak sağlamakta. Bununla birlikte hızlı değişen gündemlerdeki olayları da kronolojik olarak geriden takip etmek olaylara daha geniş bir perspektiften bakmayı sağlamakta.

Özetle; dijitalin hızlı ve tepkisel haberciliğine alternatif olarak yavaş gazetecilik, daha sağlıklı daha güvenilir ve daha etkili hikayelere sahip bir okuma deneyimi sunuyor. Türkiye’de örneklerinin çoğalması dileğiyle!..

Yararlandığım Kaynaklar

  1. Yavaş gazetecilik: Geri kalmamak için değil, anlamak için oku
  2. “Sağlıklı” haber ve yavaş gazetecilik
  3. Yavaş gazetecilik
  4. Alternatif Gazetecilik Örneği Olarak Yavaş Medyanın Geleneksel Gazetecilik Değerleri Üzerinden İncelenmesi

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın